Wearesocial.com’un Digital 2019 (https://wearesocial.com/global-digital-report-2019) araştırmasına göre 2018 yılında 360 milyon insan ilk defa online oldu. Şu anda dünya nüfusunun %57’si İnternet kullanıyor. İnternette harcadığımız zaman da oldukça çarpıcı. Ortalama bir İnternet kullanıcısı günde 6,5 saatten fazla zamanını online olarak geçiriyor. Elbette bu zamanın büyük kısmını sosyal medyada harcıyoruz. Sosyal medyada geçirilen zaman bir önceki yıla oranla bile bir hayli fazla. Dünya çapındaki sosyal medya kullanıcılarının sayısı 2018 yılının Ocak ayından beri 280 milyon arttı. Şu an dünyada 3.4 milyardan fazla aktif sosyal medya kullanıcısı var. Bu kullanıcıların %42’si mobil kullanıcılar. Ülkemize baktığımızda ise 59 milyon internet kullanıcısından 52 milyonunun aktif sosyal medya kullanıcısı olduğunu görüyoruz.

Kabaca verdiğimiz bu rakamlar aslında sosyal medyanın gücünün her geçen gün ne kadar arttığının en büyük kanıtı niteliğinde. Peki sosyal medya nereye gidiyor, bizi 2020 yılında ve hatta ötesinde neler bekliyor? Bu yazımızda kısaca sosyal medyada önümüzdeki birkaç yıl bizi bekleyen trendlere yer verdik. Siz de bu hızlı gelişimi takip ederek dijital pazarlama stratejilerinizi belirleyebilirsiniz. Hazırsanız başlayalım...

Özet

• Geçici içerik popülaritesini arttırmaya devam edecek
• Video hakimiyetini sürdürecek
• Alternatif sosyal medya platformlar performanslarıyla şaşırtacak
• Markalar sosyal medya kullanıcısını daha fazla önemseyecek
• Sosyal dinleme marka stratejilerinde daha fazla yer edinecek
• AR & VR pazarlama stratejilerinde etkin olarak kullanılacak
• Veri gizliliği artık daha da önemli!
• Yapay zeka daha fazla karşımıza çıkacak
• Z kuşağını dikkate alın
• Sahnede şimdi mikro influencerlar var!

Geçici içerik popülaritesini arttırmaya devam edecek

Geçici içeriği; özetle bir süre mevcut olan ancak en fazla 24 saat sonra kaybolan içerik olarak tanımlayabiliriz. Instagram ve Snapchat hikayeleri geçici içeriklerin en çok kullanılan örnekleri. Günümüzde insanların içerik tüketme alışkanlıklarının biçim değiştirdiğini söylemek zor değil. İngilizce tanımıyla “feor of missing” (FOMO) yani kaybolma korkusundan yararlanan bu içerikler, hedef kitleden daha hızlı dönüş alınmasını sağlıyor. Yüksek etkileşim oranlarına da sahip olan bu içerikler 2020 yılında da pazarlama stratejilerinin önemli kalemlerinden biri olmayı sürdürecek.

Aşağıdaki tablodan da görebileceğiniz gibi Instagram hikayelerdeki günlük aktif kullanıcı sayısı bugün 500 milyon ve her geçen yıl artıyor.

Kaynak: Statista (https://www.statista.com/statistics/730315/instagram-stories-dau/)

Elbette ki pazarlama dünyası da yükselen bu grafiğin farkında ve önümüzdeki birkaç yıl da avantajlarından yararlanmaya devam edecek. Kısaca bu yıl markalar ürünlerini tanıtmak, hedef kitleye yönelik testlerini yapmak için hikayeleri daha sık kullanacaklar.

Video hakimiyetini sürdürecek

Videolar son bir kaç yıldır sosyal medyada ilgi çeken içeriklerin başında geliyor. 2020 yılında da videoların açık ara önde olacakları bir gerçek. Cisco yayımladığı bir araştırma (https://www.cisco.com/c/en/us/solutions/collateral/service-provider/visual-networking-index-vni/white-paper-c11-741490.html) ile 2022 yılına kadar çevrimiçi tüm içeriğin %82’sinin video içeriği olacağının altını çiziyor. Bu da henüz videoyu stratejilerine dahil etmeyen markalar için artık zamanın geldiğini gösteriyor. Bununla beraber video yayın pazarının hızla büyümesi markaları daha fazla canlı yayın yapmaya teşvik edecek. Hedef kitleye ulaşmak konusunda hızlı bir yöntem olan canlı yayınlar sayesinde markalar müşterilerini ve potansiyel müşterilerini yaptıkları işlere daha fazla dahil edebilecekler.

Alternatif sosyal medya platformları yükselişte

Facebook ve Instagram, en büyük ve en popüler platformlar olarak uzun zamandır sosyal medyayı yönlendiriyorlar. Bununla birlikte son yıllarda atağa kalkan başka platformlar da oldu. 2016 yılında hayatımıza giren TikTok bu konuda akla gelen ilk örneklerden biri. Başladığı anda gençler arasında çok hızlı yayılan TikTok’un yanı sıra, oyun topluluğunun akın ettiği Twitch veya B2B şirketlerinin sosyal medya girişimi olan LinkedIn de bir kitleyi hedef alarak büyük bir başarı elde ettiler.

Kayıtlı kullanıcı sayısına bakıldığında popülerlik kazanan ve bunu sürdürmesi beklenen diğer platformları aşağıda görebilirsiniz. Bu tabloya bakarak insanların artık sadece kalabalık aramadıklarını, özel ilgi alanları doğrultusunda da seçimler yaptığını görüyoruz.

Kaynak: Statista (https://www.statista.com/statistics/272014/global-social-networks-ranked-by-number-of-users/)

Markalar sosyal medya kullanıcısını daha fazla önemseyecek

Sosyal medya bağımlılıklarının tartışılan konulardan biri olması ve kullanıcıların harcadıkları zaman ve ruhsal hallerine etkileri konusunda daha bilinçli olmaları sosyal medya platformlarında yaklaşımlarını değiştirmelerine sebep oluyor. Sosyal medya platformları artık daha dostça ve kullanıcıya değer veren bir üslup ile hedef kitlesine yaklaşıyor.

Instagram’ın kısa bir zaman önce önemli olanın beğeni sayıları değil, paylaşılanlar olduğunu belirterek beğenileri kaldıracağını açıklaması ve başlattığı test süreci bu konuya iyi bir örnek teşkil ediyor. Instagram’ın verdiği bu kararın altında; kişilerin sosyal değerlerini gelecek beğeni sayılarıyla belirlemelerinin zihinsel sağlığa olumsuz etkileri olacağı görüşü yatıyor. Kimileri bu durumun tamamen reklam gelirini arttırmaya yönelik bir hamle olduğunu vurgulasa da Instagram’ın bu hamlesinin büyümesi ve başka platformlara da öncülük etmesinin büyük bir değişime neden olacağı bir gerçek. Elbette ki bu durum, kampanyaları ölçmek için farklı yöntemler bulması gereken pazarlama dünyasını da harekete geçmeye zorlayacak. Markaların yapması gereken öncelikli şeylerden biri pazarlama stratejilerini belirlerken kullanıcının gerçekten ilgisini çekecek ve onlar gibi konuşan içerikler oluşturmak. 2020 yılında marka sadakatinin çok daha büyük önem kazanacağını da söylemek mümkün.

Sosyal dinleme marka stratejilerinde daha fazla yer edinecek

Markalar için dijital dünyayı takip etmek artık bir zorunluluk haline geldi. Sosyal dinleme; sektör tartışmalarını takip etmenin yanı sıra kampanyanın etkisini ölçmek, krizleri çözmek gibi birçok kilit noktada kullanılıyor. Farklı mecraları hızlıca takip etmek, ihtiyacınız olan bilgilere hızlıca ulaşmak için siz de henüz dahil etmediyseniz 2020 stratejileriniz arasına sosyal dinlemeyi mutlaka almalısınız. Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak ve sosyal dinlemenin markanıza sağlayacağı avantajları keşfetmek için “Sosyal medya takibi nedir? Nasıl yapılır?” başlıklı yazımıza göz atmanızı öneririz.

AR & VR pazarlama stratejilerinde etkin olarak kullanılacak

Teknolojide sırada bizi bekleyen en büyük gelişme artırılmış gerçeklik (Augmented Reality) ve sanal gerçeklik (Virtual Reality). Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklikle ilgili konuşmalar 2019'un ilk yarısında 2018'in ilk ikinci yarısına göre % 0,5 artış gösterdi. Üstelik bu bahsetmelerin %5’i doğrudan pazarlamayla ilgiliydi. Geçtiğimiz yıl bu teknolojilerin fazlaca kullanılamamasının önündeki en büyük engel, arkasındaki teknolojinin yetersizliğiydi. Ancak şimdi yolda olan 5G teknolojisi ve 3 boyutlu kameralara sahip mobil cihaz kullanıcılarının artması 2020 yılında artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklikle ilgili deneyimleri yoğun olarak yaşayacağımızı gösteriyor. Biraz daha açıklamak gerekirse AR teknolojisi markalara ürünlerini interaktif bir şekilde tanıtma imkânı sunarken, kullanıcılar VR ile gerçeklikle bağın kopacağı sanal ortamlarda farklı deneyimler yaşayacak. Artırılmış gerçekliğin dijital dönüşümün her noktasına dahil edilme süreci, büyük markalar tarafından başlatıldı. Coca-Cola gibi büyük markalar artık hedef kitlelerinin, gerçek ve sanal dünya arasında bir çizgi görmeyen nesil olduğunun altını çiziyorlar. Özetle söylemek gerekirse 2020 yılında markalar zenginleştirilmiş bir yaşam deneyimi ile kullanıcıyla daha derin bir iletişim kuracaklar.

Veri gizliliği artık daha da önemli!

Veri gizliliği ve güvenliği tartışmaları son birkaç yıldır en çok tartışılan konular arasında. Sosyal medyanın kullanıcılar hakkında bilgi toplamak ve bu bilgileri kötüye kullanmak için tercih edilen başlıca mecralardan biri olduğu gerçek. Hatta bazı sosyal medya ağlarının bu bilgileri başka şirketlerle paylaştığı iddiası kullanıcıların güvenini sarsıyor.  2020 artık bu konuda sosyal medya platformlarını da daha büyük adımlar atmaya sevk edecek. Bu nedenle sosyal medya platformlarının bu konuda daha sıkı bir politika uygulamaları kaçınılmaz. Tüm mecralarda daha fazla düzenlemeye ve kısıtlamaya hazır olun.

Yapay zeka daha fazla karşımıza çıkacak

2019 yapay zekanın yükselişe geçtiği bir yıl oldu. Bu yıl ise yapay zekanın pek çok sektörde çok daha fazla kendine yer bulacağı bir yıl olacak. Yapay Zeka Endeksi 2019 Yılı Raporu’na ( https://turkiye.ai/yapay-zeka-endeksi-2019-yili-raporu-aciklandi/) göre küresel çapta özel sektörün yapay zeka yatırımı 70 milyar ABD dolarının üzerinde oldu. Yapay zekanın milyonlarca kişinin işini tehdit ettiği yönündeki haberler karşısında olumsuz düşünceler oluşmuş olsa da, insanlar artık yapay zekanın potansiyelinin ve yaratacağı büyük değişimin farkında. 5G teknolojisinin dijital dünyada yaratacağı dönüşüm içinde yapay zeka daha fazla gündemde olacak. Müşteri yönetimi konusunda büyük kolaylık sağlayan, bilgi toplama, ürün bilgisi verme, sipariş alma görevlerini üstlenen chatbot’lar da önümüzdeki yıllarda çok daha fazla marka tarafından daha etkili kullanılacak.
Z kuşağını dikkate alın

Karşımızda artık geleneksel reklamlara itibar etmeyen bir yeni nesil var. Bu yıkıcı bir durum gibi görünse de markalar 2020 yılında başarılı olmak için hedef kitlesini iyi tanımak, ihtiyaçlarını anlayarak stratejilerini onlara göre planlamak konusunda yaratıcı ve girişken olmak zorunda. Özetle söylemek gerekirse; kitlenizi anlamak ve ölçülü riskler almak, pazarlama stratejinizde ihtiyaç duyacağınız iki temel taktik.

Instagram 2019 yılında, paylaşılan gönderiler üzerine ürünleri etiketleyerek doğrudan alışveriş yapma imkânı sunmaya başladı. Sosyal medya üzerinden satışın önümüzdeki yıl büyük bir gelişme göstereceği ve çok daha fazla marka tarafından aktif olarak kullanılacağı bekleniyor. Bununla beraber, sesli ve görsel aramaların gelişmesi gibi yenilikleri takip etmeli, fırsatları öngörerek bu konuda yatırım yapmaya başlamalısınız.

Sahnede şimdi mikro influencerlar var!

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi insanlar bir hizmet veya ürün satın almadan önce markanın söylediklerinden çok, o deneyimi yaşamış insanların yorumlarına güveniyorlar. Tüketicilerin %9’u bir ürün almadan önce influencer önerilerini takip ettiklerini belirtiyor. Bu yüzden pazarlama sektörü 2019 yılında influencer pazarlama harcamalarını %61 oranında arttırdı. Bir kısım pazarlama uzmanı hâlâ kampanyalarının sonuçlarını net bir şekilde ölçümleyememekten şikayetçi olsa da, bu yıl da influencerlar strateji planlarında yer almaya devam edecek. Ancak bu kez markaların, takipçisi çok, büyük etkileşime sahip bir influencer ile çalışmak yerine, daha az takipçili ancak daha kaliteli bir kitleye sahip influencerlar ile çalışacağı öngörülüyor. Yani yüksek bütçelerle çalışan bir influencer yerine gerçekten markayla ilişkili doğru kitleye hitap eden, daha düşük takipçili mikro influencerlar bu yıl pastadan daha büyük pay alacaklar.